Küba, kelimenin tam anlamıyla bir araba müzesi. Klasik severlerin yüz binlerce dolar harcadığı fakat Kübalının gündelik hayatında kullandığı bu araçlar, havalı bir İnstagram fotoğrafından çok fazlası.
Her şey Fidel Castro’nun, 1 Ocak 1959’da Küba’nın Cumhurbaşkanı Fulgencio Batista’yı devirmesiyle başladı. Amerikan arabalarına gelen yasaklar, müthiş bir klasik araba gezegeni ortaya çıkardı. Bizim koleksiyon yapıp, garajdan çıkarmaya kıyamadığımız araçlarla, Kübalı işe gidip geliyor. Şimdilerde Kübalılar, garajları için daha modern araçlar satın almakta özgürler; tabii eğer ağır bedellerini ödeyebilirlerse…
‘’Özgürlükler ülkesi Küba…’’ Ne özgürlüğünden bahsediyoruz? Size “Küba şöyle güzel, böyle özgür” diye anlatanlar, gittiği şehirden bihaber, gördüğü renkli duvarları yazar, Amerikan arabalarının ülkenin üstüne yıktığı krizi yazmaz. Vintage Amerikan otomobilleri, Küba’daki yolu yönetiyor: Bu araçlar, havalı İnstagram fotoğraflarından çok daha fazlası.
Sokakları Amerikan Klasikleri Süslüyor
İkinci Dünya Savaşı, Avrupa’dan yapılan oto ithalatının çoğunu durdurmuştu. 1955’te Küba, Kuzey Amerika’da üretilen otomobillerin en büyük ithalatçısıydı. Batista döneminde ithal, binlerce klasik Amerikan arabası ülkeye indi. Tüm bu alışveriş, Fidel Kastro’nun yaptığı devrimin ardından, şekil değiştirdi. Çünkü Castro, Küba’ya olan Amerikan araba ihracatını yasakladı. Ülkenin genç lideri, yabancı araç ithalatına yasak getirerek, yepyeni, yabancı bir araç satın almayı neredeyse imkânsız hale getirdi. Castro’nun sert yasaları, Kübalıların kendi arabalarını satmalarını da engelledi.
Castro’nun gelişiyle, pek çok zengin Kübalı ülkeyi terk ederek, evlerini ve arabalarını geride bıraktı. Amerikan arabalarının, Küba’ya ihracatını yasaklayan ticari ambargodan dolayı, seçkinlerin lüks klasikleri, yerlilere ucuza gitti.
ABD’den Ambargo!
ABD de, buna Amerikan-Küba ilişkilerini iyice kızıştıracak meşhur ambargo ile cevap verdi. Amerika, Küba’nın bindiği eski Amerikan arabaları için yeni parçalar ve yakıt satın almayı zorlaştırdı. Ayrıca yedek parçalara erişim olmadan onarım yapmaya mecbur bıraktı. Sonuç olarak, Kübalı vatandaşlar sadece 1950’lerden kalma araçları kullanmak zorunda kaldı. Bu eski araçlar, zorlu ihtiyaçlar karşısında canlı kalıyor ve Küba zekâsı tarafından körükleniyor.
İlginç Yöntemlerle Ayakta Tutuyorlar
İyi korunmuş otomobiller, krom ve yeni boya işleri ile parıldayan dış cephelere sahipken, kötü otomobiller garip parçalar ve hurda metallerle bir arada tutulmakta. Yoldaki araçların çoğu, orijinal parçalara veya motorlara sahip değil. Bir anlamda da, Küba’nın klasik arabaları, mekanik becerikliliğin de bir göstergesi. İnsanlar, bu araçlarını ayakta tutmak için birçok parça kullandılar. Yedek parça bulamayan tamirciler, farklı yöntemler uygulayarak araçların ömrünü uzatıyorlar. Doğal olarak bu klasik otomobiller, paha biçilmezken hatırı sayılır bir değer kaybettiler.
Anlayacağınız, Küba’daki klasik bir Chevrolet üç kuşak aileyi sürebilir.
1950’lerin Klasikleri Elde Kaldı
2 binli yılların başlarında, Küba Hükümeti giderek daha fazla kullanılan otomobil satışlarına izin veren yasalarını gevşetmeye başladı. 2011 itibariyle, Kübalıların serbestçe araba alıp satabilmelerine izin verildi. Bu Küba otomobil pazarında büyük bir gelişme kaydetti. Gel gelelim, 1959 öncesi arabaları, özel bir izin almadan satın almaları için bazı yaptırımlar kalkmış olsa da Kübalının, yeni araçların fiyatlarından haberi yoktu. Hükümet, yeni otomobil pazarını sıkı bir şekilde kontrol ediyor ve çok yüksek etiketler basıyor. Örneğin, bir Volkswagen 70 bin dolara mal olurken, yeni bir Peugeot 250 bin dolara mal oluyor. Küba, komünist egemenliği altında birçok zorlukla karşı karşıya.
Bugünlerde Küba’da 60 bin civarında klasik Amerikan arabası var. Uzmanlar, bu arabaların yaklaşık yarısının 1950’lerden, yüzde 25’inin 1940’lardan ve yüzde 25’inin 1930’lardan kaldığını söylüyor. Arabalar, genellikle nesilden nesile aktarılan aile yadigarı gibi.
Taksi Olarak Kullanılıyor
Gezginler, özellikle Havana, Vieja ve Veradero gibi daha turistik bölgelerde klasik araba turuna katılmaya bayılır. Klasik araba furyası, Küba’nın turizmine de yansıyor. İnsanlar sahip oldukları bu arabalardan, ekmeğini de çıkarıyor. 10-15 dakikalık bir yolculuk, turistlere 10-20 dolara mal oluyor. Küba’daki taksilerin çoğu klasik otomobil. Arabalar iyi görünüyorlar ancak biraz güvenilmezler ve çok dayanıklı değiller. Bu durum arabaları, daha çok bakıma muhtaç hale getiriyor.
Tüm bu araba krizinin ardından, 50’lerden kalma araçlar, yedek parça ambargosuna rağmen hâlâ ayaktalar. Bu nasıl mı mümkün oldu? Zamanla bu klasik güzellikler, günlük kullanımda, çukurlarla dolu kötü inşa edilmiş caddelerde hırpalandı. Bu da Küba’daki Amerikan araba sahiplerini, yaratıcı olmaya zorladı. Oto tamircilerinin, kurnaz zekaları sayesinde desek yeridir. Bazı durumlarda, fren sıvısı olarak şampuan bile kullanmışlıkları var. Orijinal parçalar olmasa da, ülke ticaretinde de büyük rol oynayan bu klasikleri, bir şekilde ayakta tutmayı başarmışlar.
çok başarılı bi yazı olmuş zevkle okudum devam et böylee